28 Temmuz 2011 Perşembe

UÇAK AMA NEREYE?

Gün geçmiyor ki bişeyler belli olsun, biride elimden tutsun bak bu evin bu araban bu da isveçte kullanacağın telefon hattın desin.
Şuanki durumuma bakalım...
Son 23 gün
İsveç'te kalacağım bi yer bile yok ama uçağım hazır.
Vizem yok ama bavulum hazır.



Ve İsveç'te ev bulmak gerçekten çook zor, bilmediğin bir ülkede, bilmediğin bir dilde, bilmediğin insanlarla ev tutmaya çalışmak beni resmen yordu.

Her yere mail atıyorum "about accommodation" yazıp, ama hiçbirinden cvp alamıyorum.
zaten ilanlar da isveççe,hiçbir şey anlamıyorum.

Mesela ilanda "2,5 rum och kök uthyres för tex." yazıyo o kesin 2.5 odalıdır, för tex de güzel, lüks, harika bişey falan demektir diyorum "tvarummare med balkong och fin" yazan bişey gördüğümde heh balkong dediğine göre balkonlu burası süpermiş ya hemen tutiyim bunu diye diye nerdeyse bütün evlere başvurdum.
Gittiğimde 2.5 metrekare bi balkon tuttuğumu görürsem hiç şaşırmıcam, herşey süpriz şuan bana.

Bide tabi burdan 1.930,26 km uzağa  -googleearth'den ölçtüm :) - hemde beş aylığına gidince kendini hemen Avrupalı sanan, beraber eve çıkalım mı diyen yurdum delikanlıları yokmu, onlara inanamıyorum, sen burda okuldayken sorabiliyomuydun acaba ki gidiyoruz diye cesaret buldun he my town's son ? Cevabımı veriyorum, hayır tabiki, senle ne ev arkadaşı olcam ben orda, git bide Türkle uğraş, çorabını orda çıkarmışsıni bu diş macununun hali ne böyle, sana domuz eti alma demiyo muyum oooof, evlenmeden başıma dert almaya hiç niyetim yok, bay :)

Benim İsveçlileri burda anlatmadan önce Türkleri anlamam gerek sanırım, Erasmus deyince aklına party, gezi, çılgınlık gelenlerin aksine benim nedense aklıma  dinginlik, huzur ve safelat geliyor, bu blog daa bildiğin 27 yaş üstü izlenimleri anlatıyor, hmm şeey Erasmus için yaşlanmışmıyım ne?

21 Temmuz 2011 Perşembe

VİZE BAŞVURUSU BAŞARIYLA TAMAMLANDI, Konsolosluk kapısında 2. gün

Bu sefer akıllandım
Sabahın 7.20sinde kapılarındaydım, yinede 2. oldum sırada.
Saat 08.00'de kapıdaki görevli isimleri alıyor, 11.45'te burda olun diyor, 3 saat 45 dakika naparsan yap diyor.
Taksimin göbeği, allahın sıcağı, sabahın köründe üç saat kırkbeş dakika.
Bende Starbuks'a gittim, kitabımı aldım, bekledim, bekledim, bekledim...
Telefonuma bütün iphone uygulamalarını indirdim,fotograflarla oynadım, Monalisa'ya kafamı bile koydum, sonra herkesin uyanmasını bekledim, sırayla herkesi aradım, sonra yine bekledim, bekledim, bekledim...
Fotograftaki yeşil koltuk, saatler geçtikçe daha da rahatlaşmaya başladı, ben küçüldüm, o koltuk gittikçe büyümeye başladı, saat 10 gibi bildiğin bana .ift kişilik yatak gibi rahat ve huzurlu geldi, uyurum diye korkumdan saati kurdum ama tabiki uyuyamadım.




Saat 11.45'te konsolosluğun kapısındaydım.
Tabi orda da bekledim, bekledim, bekledim...
Ama çok değil 2. kişiydim ya 12.00'de içerdeydim.
  

Evraklar hazır, ben hazırım,içeri girdim, arada bi cam, kadının ağzında bi mikrofon, sorgu odası gibi yankılanıyor sesi "Boyun kaç cm?" Heycandan 1.68 dedim, ama o kadar yokum ki, çok uzun zamandır biri boyumu sormamıştı :)yalancılıktan vize alamıcam sanırım. Sonra boyuma göre fotografım çekildi, parmak izim ve imzam alındı elime bi belge verildi ve 3 hafta sonra haber vericez dediler. Bitti. Şimdi sonucu bekliyorum. Bekliyorum, bekliyorum, zaten bu Erasmus dedikleri şeyin %80'i beklemekle geçiyor.

19 Temmuz 2011 Salı

İSVEÇ'TEN VİZE ALMAK- ALAMAMAK- KAPIDAN DÖNMEK- 1.GÜN

Dün İsveç konsolosluğuna gittim.
Elimde evraklar, aman kaybolmasın pasaportum o bu şu diyerek, daha önce gereken evrakları mail atmışlardı bana herşeyim hazır.
Saat 11.45 ile 12.30 arası başvurunuzu şahsen yapınız yazıyordu bende hadi biraz daha erken gidiyim sıra olur belki dedim.
Taksim'de İstiklal caddesinin sonuna doğru, tünele yakın bi yerde, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezinin orda bir yer
Tabi caddenin üstünde olunca çabuk bulunuyor.
10.00' da ordaydım daha kapı açılmamıştı tabi, adam adınızı yazayım dedi 15. sıradayım!
o ne ya
kim İsveç'e gider ki :)
İsveç'in nüfusu kaç ki 15 kişi daha sabahın 10'unda sırada, gerçekten şaşırdım ama herkes erasmus için gelmiş tabi
Gidin kapı açılınca gelin dediler, gittim oyalandım, kapıyı açtılar 11.45'te her giden 10-15 dakika kalıyo içerde, sıra uzun olunca ikişer kişi aldılar ama 9.kişide bitti.
Diğerleri de aldıkları dersle kapıda kaldı
Kısaca sabah 6.30'da gelen varmış sıraya girip 8.00'de isim yazdırıyolarmış.
Yarın yine gidicem bakalım 2.kez kapıdan dönücek miyim? Sabah 8 'de kapıda olmayı düşünüyorum.

8 Temmuz 2011 Cuma

Erasmus 3.adım, Bir günde değişir herşey



Kafam bi dünya,
aynı böle resimdeki gibi
karanlık,
karışık,
complicated




İsveç'e gitme yolunda kimsenin beklemediği bir kararlılıkla devam ediyorum, insanlar vazgeçerim gibi baktılar hep ama kaldı son bir ay...


Belgeleri bekledim bi de genelde herşeyi herkesle paylaşan biri olduğum için bu konudaki sessizliğim hayra alamet yorumlanmadı sanırım:) olmadı ya da istemiyorum gibi algılandı ama aslında sadece bu sefer ilk defa dile gelmeden, olursa anlatırım diye karar almamdandı.
Süreç baya önceden başlamasına rağmen daha yeni yeni herkese sölemeye başladım, şimdi bile bu konuyu konuşmayı sevmiyorum, belirsizlikler konusunda konuşmak biraz beni geriyo, orda henüz bir ev tutmamış olmak, ingilizceyi su gibi konuşamamak, okulla mailleşmelerimde her cümlede kırk kere düşünmek tedirginliğimi iyice arttırdı.
8 Ağustosta orda olmam gerekiyordu okuldan önce 20 günlük İsveççe kursu için, ama pasaportum bile elime ulaşmadı, haberi bugün geldi pazartesi elimde olucak, vizeye başvurucam ve herşey ucu ucuna yetişicekti, uykularım kaçtı resmen gün hesabı yapmaktan, bi baktım sürekli parmaklarımla ay ve gün hesabı yapıyorum.


Ben rahat bi kızımdır, hatta düşünmem gerekenler şeyleri bile iterim aklımdan son ana kadar düşünmem, yatağa yatar yatmaz uyurum, genelde tasasızımdır ama hayatımda ilk defa yatağımda tavana dikip gözlerimi gideceğimi ne zaman işe söylesem, ne desem, kaç ay gitsem, uçak biletini şimdi mi alsam diye düşünüyorum kara kara
Sonra birden isveççe kursunun beni gerdiğini anladım, sırf ona yetişmek için hem uak biletini 3 kat pahalıya alıcam, hem evi ayarlamaya çalışıcam, hem vizeye koşturucam çıktımı çıkmadımı uçak biletim yandı mı yanmadımı diye düşünücem, oooo napiyim ya isveççeyi dedim gecenin 2 sinde ve içime huzur doldu, şimdi 24 ağustosta orda olmam gerekiyormuş tanışma için, dersler de 29 unda başlıyor.

Ve sonundaMüdürümle konuştum, güzel bi konuşmaydı, arkandayız dedi geri döndüğümde ne olur bilinmez ama güzel bi vedalaşma içimi rahatlattı.

5 ay mı 10 ay mı kalacağım konusunda kararsızım, ona da orda karar vericem, oh bee işte özüme döndüüm...

5 Temmuz 2011 Salı

GİDİYORUUUUUZ- Pasaportlarımızı yenileyelim

Erasmusta önünde bir rehber olmadığı içini herşeyi biraz şansla yapıyosun gibi geliyo bana.
Bigün vize almam gerektiği aklıma geldi
gitmeme 1 ay kalmış ve okulun halledip halletmeyeceğini bile bilmiyorum, aradım halletmiyolarmış ve vize öyle bir iki günde çıkan birşey olmadığı için gitmeden en az bir ay önce başvurmak gerekiyormui :S evet geç kaldım.

Bakalım zaman ne göstericek, yetişebilecek miyim.

Pasaportum eskiydi, tabi önce pasaportumuzu yenilememeiz gerekiyor.

Pasaportu yenilemek için önce e-pasaporttan randevu alıyosun, nereye yakınsan ordan alabilirsin, nüfusunun kayıtlı olduğu yer ile bir ilgisi yokmuş, buna sevindim, çünkü her dakika işten izin almak istemiyorum, bende işe yakın emniyet müdürlüğünden bi gün seçtim ve o saatte gittim.
Tabi randevu gününe kadar pasaport için fotoğraf çektiriyosunuz, arka fon beyaz, donuk bi bakışla pasaportuma hazırım :)
Giderken yanınızda 2 fotograf, varsa eski pasaportunuz, nüfus cüzdanınız ve bir adet fotokopisini götürüyorsunuz, ve pasaport harcını gitmeden önce bankadan yatırıp o dekontuda yanınızda götürüceksiniz.

Bankaya para yatırırken pasaportu ilk defa çıkarıyorsanız, defter bedelini ödemek istediğinizi de söyleyin, yoksa emniyetten geri dönmek zorunda kalırsınız.

Ben 2 yıllık pasaporta başvurdum, 2 yıl için harç bedeli 166.90 TL, Defter bedeli de 54 TL.

Emniyete verdik belgelerimizi, bir hafta içinde göndereceklermiş.
Bir an önce gelsin-  vizeye koşa koşa gitmem gerek!