Bu sefer uzun bir sahil turu, arabayla bi uçtan bir uca.. Kristianopel köyünden Kalmar şehrine... önceden Danimarka'ya ait olan bu köyü Kalmar savaşıyla 1611 yılında İsveçliler topraklarına alıyor ve Danimarka ordusu da şehri ve kilisesini yakıyor, daha sonrada saldırılar devam edince İsveç kralı burayı tehlikeli alan ilan edip, köyü tamamen boşaltıyor.
İskandinavya'nın ilk Rönesans köyü diye gittik ve orda sadece otlayan inekler gördük, bi de kocaman tabelaları koymuşlar heh burda bi kilise vardı, işte o ilk rönesans kilisesiydi, hmmm sanırım şu iki ineğin arasındaki yer, şurda da kocaman bi ev vardı o kadar güzeldi ki, o da şu otların arasında heralde diyerek köyü gezdik, tamam hakkını yemiyorum sonradan yine 1600lü yıllarda yapılmış diğer kilisesi ve yine yemyeşili, masmavi denizi ve yatlarıyla bildiğim isveç tadı verdi tabiki ama görmeye hele de o kadar yol gitmeye gerek yokmuş, tabi balıkçısının da kapalı olması (ahh nasıl unuttum bugün pazar ve saat 14.00'ı geçti) nedeniyle yolculuğumuza diğer benzer sahil yerleşmeleriyle devam ettik.Notnotnot: hala somon dışında balık yiyemedim, halbuki burda yılan balığı meşhurmuş,açık yakalasaydık yiyecektik.Hakkını yemiyelim adamlar 17.00'ye kadar açık tutmuş biz kaçırmışız, ah İsveç sana ayak uydurucam yakındır. Babam her aradığında "ahtapot yedin mi ahtapot ?" diyo ama ben "daha balık yüzü göremedim baba" diyorum "olur mu ya orası İsveç değilmi ahtapotlar sokaklarda" diyo. Zaten bigün yolda karşılaşırsam tuttuğum gibi yiyip babamı arıcam.
Sonra Kalmar'a geçtik.Kalmar'a daha önce de otobüsle gitmiştim, Kalmar Blekinge ilinde değil, Kalmar ilinde yani Karlskrona'dan otobüsle yaklaşık 1.30 saat, arabaylada 45 dakika giderek başka bi ile gitmiş oluyosun. Kalmar'da rastlanan taş devri dönemine ait mezar taşları burayı İskandinavya'nın en eski yerleşimi yapıyormuş. İsveç'in en önemli ticaret bölgelerinden de biriymiş, he Karlskrona'ya en yakın İKEA'da burda. Kalmar'a bayıldım, çok insan, alışveriş merkezi, çok mağaza, çok heykel ve çok güzel insanların olduğu bi yer benim için.
O gün yaşanan en güzel şey de yolda karşımıza ELK çıkmasıydı. İsveç'te her yerde geyik çıkabilir tabelası var meğerse gerçektende çıkabiliyomuş hemde şehirler arası yolda :)
bknz ELK : Yaşayan geyik türleri içinde en iri olanı.
Bizde yol boyunca acaba ELK çiftliğinemi gitsek diye konuşuyorduk, bunu diyen Alman arkadaşımız daha önce gidip Elkleri sevip sonrada onları yedikten sonra bize bu tavsiyede bulunduğu için ben vazgeçtim, nasıl yaaa çiftliğe bak, caniler bakın bunlar az sonra siz onları yemeden önce böle tatlı tatlı bakıyolardı diye mi gösteriyolar yani elkleri? Biz ona gidip onu yiyemeden o karşımıza çıktı ve nerdeyse o bizi yicekti. O nasıl büyük bir geyik ve nasıl hantal, zaten Wikipedia'da elkler için "Hantal ve yavaş olsa da ürktüğünde ya da kızdırıldığında şaşırtıcı biçimde hızlı ve saldırgan olabilmeleriyle ünlüdür" demiş iyki bunu daha önce görmedim görsem camı açıp eeeelk eeelk diye bağıramazdım dimi :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder