Evler
Geldim gelemedim erteledim erteleyeceğim hala hiçbişey hissetmiyorum derkeeen, burdayım
Ve isveçte ilk hafta biter
Erasmus öğrencisi olmak sürünmek değil, ama uğraşmak demekmiş ilk haftanın özeti budur. Ev konusu geldim hala dert başıma ama benden önce gelen arkadaşlar yerleşmişler ve bende şuan bi arkadaşla Annebo evlerinde aynı evi paylaşıyorum. 30metrekareyle 40 metrekare arasında değişen, normalse banyosu ve mutfagı içinde olan, normalin altındakilerinin mutfagı ve banyoyu palaştıgı, 40 metrekare olup hem banyosu hemde mutfagı varsa hayranlıkla izlediğimiz küçük yaşam alanlarına burada ev diyorlarmış. Student Apartment,flat ne derlerse desinler bunlar bildiğiniz kutu. Ama ikea tarzı kutu. Bizim evimizin banyosu da var, mutfagı da , biz baya iyiyiz burda, okula da yakınız daha ne olsun koca bir bahçemiz bile var…
ama her şey göründüğü gibi değil bu hayatta mutfagımız dolapçık gibi bişey, kaparsak görünmez oluyor, kapakları açınca içinden mutfak çıkıyor, odamız kocaman bir bahçeye açılıyor ama açarsan böcekler giriyor, biz iki kişi yaşıyoruz sanıyoduk ama bu evlerin misafirleri de varmış, tahtakuruları, emlakçılara söyleyince ortadan kaybolan, gece ortaya çıkan ama henüz bizi ısırmayan minicik şeyler burada çok havalıymış meğerse. burada “bad bugs” deyince baya havalı oluyoruz, neee bad bugs mı var evinizde oooo comee’oon hemen çıkın ordan diyolar. Pakistanlılarla beraber Annebo evlerine bi yayılmışlar, bu evlerden her çıkan eşyalarını yakıp çıkıyomuş bana çok komik geldi ama eşyalarımı yakarsam sanırım komik gelmez ve buraya yazarım comee ooon ben kaçıyorum diye.
Erasmusla Karlskronaya geleceklere not.notnot: ev işini mutlaka halletmeniz gerekiyor gelmeden, bende gelmeden mail attım oraya buraya ama olmayınca üstelemedim ama Üç kişi aynı odaları paylaşıp ortak banyoları kullanıp buranın en büyük sorunu Pakistanlıların baharatlı yemek kokuları arasında kalabilirsiniz. PBA, Karlskrohanem sitelerine mail atın, o ev bulanların hepsi nisan, mayıs gibi mail atıp sıraya girenlermiş… Minervavagende Kerbo evleri okulun içinde ve en konforlu evler burda… notnotnot
İzlenimler
Karlskrona hafta içi ölü bir şehir, ölü demeyelim de baygın diyelim, ya da mayhoş evet evet tam bir mayhoş burası. Zengin, parası var huzuru var buranın, herkes mutlu burda ve herkes fit ve kibar, herkes karşılaştığında “Hej” diyo bana bile ve kaç yüz metre öteden gelirsen gel arabayla durup geçmeni bekliyolar ışığa bakmadan, bu kadar sabır nerden gelmiş diye düşünüyodum ki çevreme bi baktım heryer su, orman ve yeşil. Herkesin bisikleti var, anneler çocuklarını okula bisiklete bırakıyor ve sonra milyon dolarlık müstakil evlerinin bahçelerinde çiçek suluyolar anladığım kadarıyla, herkes sakin ve sarı burda. Bebek arabasındaki bebekler bile ağlamaz mı? sakin sakin sağa sola bakıyolar, heralde sakinlik de kandan geçen bişey ve bizim kanımız maalesef hızlı akıyor. İnsanların Gündüzleri ne yaptıklarını henüz bulamadım çünkü koştuktan sonra yok oluyolar, ama her ama her, her evin penceresinin önünde aynı şey var, Beyaz bir abajur. Heralde orda oturup kitap okuyolar, birgün anket yapar gibi kapıları tıklatıcam ve içeri bakıcam ya da tencere satabilirim kapı kapı hem para da kazanırım o zaman, İsvec gerçekten pahalı bir şehir, her şey pahalı sanırım burda, İsveç’in parası SEK, yani İsveç Kronu 0.28tl değerinde ama tabi onlarda her şey bikaç sıfır daha fazla. bi sandviç okulda bile 50 SEK o da 15tl yapıyor, sosisli de damping vardı 40 SEKti yani 12 liraya inanamadık tabi bizde, otobüs bile 6tl, hadi otobüse biniyosun konforlu bişey ama su bile 6 tl burda, gerçi çeşmeden içiliyo su ama illa mineralli susuz uyuyamam diyosan adamlar napsınlar dimi, fiyatlarına alıştım şuan, bir hafta da uyum sağlıyo insan, okulda her katta mutfak var mutfaklarında ve ortak alanlarda mikrodalgalar var, okulun kendi öğrencileri yemeklerini evden getiriyolar ve orda ısıtıp yiyolar, sanırım İsveçlilerin neden zengin olduklarını şimdi buldum. Sandviç evden, otobüs yerine bisiklete de biniyolar zaten, evde bütün gün kitap okuyolar ve bugün öğrendiğime göre o müstakil evleri de kendileri yapıyolarmış, bahçıvanları da kendileri zaten, emeğe acayip önem veriyolar ve hizmet sektörü burda sıfır, kuaförler o kadar pahalı ki bi hesaplayalım dedik işin içinden çıkamadık ama saç kestirmek bize göre 100 tl gibi bişeye denk geliyodu. Erasmusla Karlskronaya gelecek kızlara notnotnot: saçlarınızı güzelce kestirin, kalıcı manikür,pedikür hatta kalıcı makyajlarınızla gelin,burda oje bulamıyorum mesela, her şey organik,ojeleri bile organik olunca baya pahalı oluyo tabi, zaten buradan olarak dönücem, mineralli suları, somonları, organik sebzeleri ve ojeleriyle tepeden tırnağa parlayacağıma eminim, şuan eylülün başındayız ve hava o kadar güzel ki bu sayede her yeri yürüyoruz ve bisiklete biniyoruz dedim ya çok fit olucam, ben de büyüyünce İsveçli olucam.
Havalar Sular
Hava konusunda o kadar korkuttular ki gözümü, ki kime İsveç desen aklına soğuk buz kütleleri gelir bi içi titrer biliyorum ama burası İsveç’in en güneyi olduğu için İstanbul gibi bi iklimi yaşıyoruz daha doğrusu İstanbul’un bir ay sonrası gibi tamam tamam iki ay. Hava bugün burda 20 dereceydi günlerden 3 eylül, hava da güneş var ve biz dondurma yedik bugünde tsihrtlerimizi giyip bisiklete bindik hatta sahilde sosis kızartıp yedik Aspö adasında, yaz gibi, değil gibi, sonbahardan sıcak ilkbahardan gıcık gibi bir hava var. Tshirtlerimizi giydik dedim ya “lerimizi” doğru bi tanım çünkü burda tek kat giyinemezsin, en az üç en fazla beş kat giyinmen gerekiyor ki güneş çıktığında çıkar, bulut geldiğinde giyin, rüzgar vurduğunda bir kat daha, sürekli petruşka gibi giyinip soyunuyoruz ama hava o kadar güzel bi soğuklukta ki mikropların hepsi ölmüş sanırım, burda kimse hasta olmuyor. Tahminimce son güzel havaların keyfini sürüyoruz şuan burada çünkü herkes dondurucu soğuk gelmeden koşarak,son hız bisiklete binere enerji depoluyo gibi duruyo burada,bu arada son hız dedim de burada hız limitinin de 30 olduğunu yazmayı unutmamalıyım J tamam tamam 30 ama bazı ana caddelerde 50 limit merak etmeyin, iki arabanın çarpışması da burada haberlere çıkıyormuş haliyle bende merak ederdim İsveçli olsam nasıl çarpışabilirler ki o hızla, biri sarhoştu desem onu da diyemiyorum çünkü burada bi saatten sonra içki satışı da yasak ve hafta içi sarhoş gezmen imkansız burada, hafta içi en işlek caddesindeki barlar bile 10 da kapanıyor, fakat dün şunu fark ettim ki haftasonu gece 12den sonra Karlskrona kendini başka bi şehir sanıyo, bi anda ünlü bikaç barının önünde Reina gibi bi sıra oluyo ve gece 1’de başlayan hayat 3’te bitiyor. Zaten 3’te bitecek eğlenceye neden 1’de gidiliyo onu da anlayamadım, onu da anlayınca anlatıcam tabiki. Cuma gecesinin popüler mekanı gündüz kahve içtiğimiz Harry’s barmış, oranın da gündüz ki o sakin yer olduğunu sadece isminden anladım desem. Dün Cuma gecesini ünlü Harry’s de geçirdik tabi İsveçliler rekabeti sevmediği ya da kibar oldukları için olsa gerek cumartesi geceleri gidilen barı Harry’s değilmiş, ayrı bir barmış.
Communication
İsveçtir, Avrupa’nın göbeğidir, her yerinde internet vardır dedik, daha Kopenhag havalanına indim, wi-fi paralı dediler, elimde telefonum köyde gibi internet çeken yer arıyorum. Okulda bağlantımız var onu hallettik ama evden internet işini hala çözemedim çünkü kendi başıma bi eve çıkmak istiyorum ararken de ayağıma geldi kısmet, bikaç tane buldum bile, biri merkezde biri de o güzel kerbo evlerinde, ama kerbo olursa yine iki kişi kalmamız gerekecek ve sanırım burada istediğim şey, sakin tek başıma bi hayat ve o pencerenin önüne o abajuru koymak, tek başıma eve çıkıp çıkamayacağım bikaç güne belli olacak o yüzden de internet işimi halledemedim ve maillerime bakamıyorum, facebooktan kimseyi dürtemiyorum (daha önce de hiç dürtmemiştim ama şimdi dürtemiyorum ya çok dürtesim geldi) viberden, skype den kimseyle konuşamıyorum ve tabiki buraya yazamıyorum.
Telefon konusuysa başlı başına sorun oldu burada, okula kaydolduk ve okul bize Telenor hat verdi bende Türkiye’yi aradım ve beş dakikada bütün yüklediğim kontör bitti ve kapandı telefon, comvig hat yurtdışını aramak için idealmiş dediler onu aldım ama onu da iphone açmadı notnotnot Karlskronaya erasmusla gelecek iphonlu öğrencilere notnotnot yanınızda yedek telefon getiriniz ya da telefonlarınızın kilidini kırdırınız ve buraya gelir gelmez bir Comvig Amigos hat alınız. Ben telefonu buradan internetten aldım şimdi annemleri aramak için üç iş gününün geçmesini bekliyorum ve kimseyi arayamadığım ve hiç aranmadığım için annemin telefonun sarjının nasıl hiç bitmediğini ilk defa anlıyorum.