Bugünkü konumuz gitmek..
Gitmek zordur, vazgeçiştir, hatta malesef terkediştir.
Ve bi karar vermektir.
Gideceğin yeri kalacağın yerden çok istemektir gitmenin amacı.
Çok büyük sorunlar değil bunlar biliyorum, yani daha kötülerini yaşadım ordan biliyorum ama şimdi düzenli bi işim var onu bırakıcam, iyi para kazanıyorum onu bırakıcam, dönünce nerden işe koyulcam ve elimde ne olucak artı onu kestiremiyorum.
Lisanstayken Erasmusa gitmekle yükseklisanstayken gitmenin farkı da bu galiba, lisansta laylaylom sevmeler hopaşinanay galiba bi hayat yaşıyorsun, ooh düşünecek tek şey burda bırakacağın sevgilin oluyo çoğu zaman, ve de çoğu zaman benim gibi yapıp onu bırakamıyosun ve gitmiyosun hiçbiyere. Sonra bi bakıyosun içinde kalmış başka ülkede yaşamak, sonra koca kız oluyosun, işe giriyosun benim gibi belediyeci oluyosun bazen 3.5 yıldır çalışıyosun artık seviliyosun, tanınıyosun, sayılıyosun derken aklının ucundaki o gıcık kıpırtıyı bi yere itemiyosun.
Çünkü ne zaman hava durumlarına baksan İtalya, İspanya nasıl diye bakıyosun, Sultanahmette gezerken turistleri izliyosun, Facebook çıktı çıkalı yurtdışında yaşayan arkadaşlarına içten içe gıcık oluyosun ve sürekli seni dürten beyin nöronların sonunda galip çıkıyor.
Önce bi başvurayım çıkarsa düşünürüz derkeeeen sonra bi olsun da parasızda yaşarım canım dönünce her yer beni kapar zaten diyosuun.
Ama yaklaştıkça, iş ciddileştikçe benim gibi bi dalıp gidiyorsun, sonra boğaz köprüsünü bile kaybediyosun David Copperfield olmaya gerek kalmadan
Kısaca
Gitmek zordur, vazgeçiştir, hatta malesef terkediştir.
Ders bitmiştir,dağılabilirsiniz.