2 Ekim 2011 Pazar

Hadi ama düş yakamdan!

Bana Karlskrona güvenli demesinler, ben geldiğimden beri böyle zulüm görmedim, İstanbul kalabalık, yorucu, pis, kirli olabilir hatta hala Avrupa Birliğine kabul bile edilmeyebilir, sokaklarında yankesiciler, ara sokaklarda tacizciler, kaldırımlarda dilenciler de olabilir, her gün evini sımsıkı kapasan da bacadan birileri girebilir ama buraya da burası Avrupa, kapılarımız açık uyuyoruz vallahi, cüzdanını cafede unutsan üç gün sonra aynı masada bulursun, içeri bile götürmezler demesinler! Evet Bugün bisikletim çalındı! Geldiğimde de demişlerdi zaten, burda hiçbir şey çalınmaz, bisikletler dışında, hatta bisikleti aldığım adama ülkeme dönerken size geri getirebilir miyim dediğimde, çalıntı bisiklet riski olduğu için ikinci el almıyoruz demişti. Ama bu kadarda çabuk beklemiyordum


Zaten bisiklet hikayemde pek şanslı başlamadı, herkesen geç geldiğim için bisiklet bulamadım, öyle ilk hafta dolandım avare bulurum diye, sonra merkezde bisikletçiye sordum sadece bi tane var o da 900SEK dedi, bende ya kaçarsa, zaten bitane varmış dediğim gibi aldım (bknz: 900sek: 250tl) sonra kime söylesem neee o fiyata burda araba alınır naptın sen dediler, o an gözümden düştü zaten bisiklet, sonra onda birsürü kusur buldum, mesela park ederken açılan o şey vary o çok gevşekti, kullanırken pedala çarpıyordu, sonra dağ bisikleti olduğu için lastikleri kalındı ve bisiklet park alanları ona göre yapılmamıştı,sol freni de biraz az mı tutuyo du ne? derken sonra benim taşınma olaylarım çıktı, ve o an ona çok bağlandım, çünkü bi arabanın bagajına ne koyuyosam onunla taşıyabildim, sağ tarafına yorganları, sol tarafına market poşetlerimi asınca acayip dengede gidiyodum, resmen onun sayesinde iki kere taşındım, yeni tuttuğum evde ona güvendim, bisikletle okul tam 12 dakka dedim sevindim, zaten yakında kar gelicek binemiceksin dediler, olsun ben binerim karda da o dağ bisikleti dedim.

Kısaca onu sevmiştim
Dün ilk defa ona ihanet ettim ve elimde bavullarım olduğu için otobüsle döndüm yeni evime, onu baya işlek biyere park ettim, Bergosa tren istasyonuna, bugün artık aliyim dedim ki yerinde yok.

ve İsveçteki bir ayın hasılatına bakalım
kolumu abajur lambasıyla yaktım şuan kolum 1.derece yanık ve hergün sargısını değiştiriyorum, bacağım enfeksiyon kaptı ona krem sürüyorum, tahtakurusu kabusundan daha dün kurtuldum ve şimdi Karlskrona'nın en pahalı iknci el bisikletini çaldırdım.

ooo God! sence de fazla olmadı mı?


1 yorum:

  1. Sakarlık diz boyuymuş, ama bu şaşırtır mı bizi? Şaşırtmaz. Orda olsaydım abajurdan seninle yanar, bisikleti birlikte çaldırır, tahtakurularıyla birlikte başa çıkardık. Kim bilir belki bi gün hımm? Ayşem olsa bizi hepsinden kurtarırdı ama :)

    You're missed :(

    Pınar

    YanıtlaSil